Avrupa Birliği Uygulama ve Araştırma Merkezi

 

Avrupa Birliği Göç Politikasında Yeni Bir Kriz Alanı: Afgan Göçmenler

Suriye krizinin ardından son dönemlerde Afganistan'da yaşanan siyasi sorunlar, kitlesel göç ihtimalini Avrupa Birliği (AB) gündemine yeniden taşımıştır. Bu durum, AB üye ülkeleri arasında bir taraftan panik yaratırken diğer taraftan, komşu ve transit ülkelerle işbirliği konusunu yeniden öne çıkarmıştır. AB üye ülkelerine 2020 yılında yapılan 471.300 sığınma başvurusunun %10,6’lık kısmını oluşturarak ikinci sırada yer alan Afgan göçmenler konusu, 2021 yılının Ağustos ayında Taliban’ın ülke kontrolünü ele geçirmesiyle yeni bir göç krizi endişesini gündeme getirmiştir.[1]

Afganistan’da Yaşananların Arka Planı

1979 yılı, soğuk savaşın yumuşama dönemini bitiren gelişmesi olan Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgaline sahne olmuştur. İşgalin ardından Sovyetler Birliği, sürgündeki komünist parti lideri Babrak Karmal’ın ülkeye dönmesini ve yönetimi devralmasını sağlamıştır. Soğuk savaş dinamikleri çerçevesinde ABD ise Sovyetlere karşı savaşan Afganları desteklemiştir. Ancak yaşanan bu çatışmalar neticesinde Sovyetler Birliği ülkeden çekilmek zorunda kalmıştır. Ardından, ABD ve Sovyetler Birliği garantörlüğünde Afganistan ve Pakistan arasında Cenevre Anlaşması imzalanmış ve garantör ülkelerin, taraf ülkelerin egemenliğine müdahale etmemeleri konusunda anlaşılmıştır.[2]

1996 yılına gelindiğinde ise Taliban, Kabil’i ele geçirmiş ve 2001 yılına kadar ülkenin yönetimini kendi kontrolünde tutmuştur. Bu dönemde Taliban’ın kontrolündeki Afganistan’da yaşananlar, bugünkü Afgan halklarının endişelerinin bir kısmını oluşturmaktadır. Taliban, kadınların okula ve işe gitmesini yasaklamış ve evden çıkmalarını kısıtlamıştır. Uluslararası toplum tarafından tanınmadığı bu dönemde Taliban, El Kaide’nin Afganistan’da faaliyetlerini sürdürmesine izin vermiştir. Buna karşılık BM Güvenlik Konseyi, El Kaide lideri Bin Ladin’in teslim edilmemesi sebebiyle Afganistan’a silah ambargosu uygulamıştır.[3]

2001 yılında ABD’ye karşı yapılan terör saldırıları sonrasında ABD Başkanı Bush, saldırı sorumlularına karşı harekete geçmiş ve Taliban’a yönelik karşı saldırıya izin vermiştir. Saldırılar sonucunda Kabil'de yeni bir hükümet kurulmuş ve Taliban rejimi sona ermiştir. Ardından ABD, Marshall Planı benzeri bir yeniden yapılanma girişiminde bulunurken, NATO, ülkede güvenliği sağlamak amacıyla Afganistan'daki Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü'nü (ISAF) 11 Ağustos 2003 tarihinde devralmıştır.

2011 yılında Bin Ladin’in öldürülmesinin ardından, dönemin ABD Başkanı Obama ile birlikte ABD’nin bölgedeki askeri varlığının gerekliliği üzerinde tartışmalar başlamıştır. Obama ile başlayan geri çekilme kararını, Trump da kararlılıkla sürdürmüş ve bu çekilme Biden ile uygulanmıştır.

ABD’nin 1 Mayıs 2021 tarihinden itibaren bölgeden çekilmeye başlamasıyla ortaya çıkan güç boşluğunu Taliban doldurmaya çalışmıştır. Mevcut durumda Afganistan Silahlı Kuvvetleri dağılmıştır. ABD’nin liderliğinde uygulanan güvenlik çatısı, bu ülkenin çekilmesiyle yıkılmıştır. ABD’nin bölgedeki mevcudiyetinin sona ermesiyle başlayan Taliban hakimiyeti ise Afgan göçmen sorununu doğurmuştur. Taliban’ın Kabil’i kontrolü altına almasıyla birçok Afgan ülkeden ayrılmak amacıyla yollara çıkmış ve bu durum uçağın kanat/teker kısmına tutunarak kaçmaya çalışan veya tellerin üzerinden yabancı askerlere bebeklerini bırakılan ailelerin görüntülerinde görüldüğü gibi korku ve endişe yaratmıştır.

Avrupa Birliği’nin Taliban Rejimine Yaklaşımı ve Afgan Göçmenler

Taliban rejiminin kontrolü sağlamasının ardından, AB Dış ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, ülkedeki AB personellerinin ve AB ile çalışan Afganlar ve onların ailelerinin tahliyeleri için çalışmalara başladığını belirtmiştir. Ayrıca Avrupa Komisyonu, bu rejimi tanımadıklarını ve herhangi bir siyasi temaslarının olmadığını ifade etmiştir.

Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen ise çocukların ve kadınların haklarını ihlal eden bir rejime maddi yardımda bulunmayacaklarını ve gelecekteki ilişkiler için Taliban’ın davranışlarının önemli olduğuna dikkat çekmiştir. Afgan göçmenler konusunda ise üye ülkelerin kotaları kapsamında alacakları Afgan göçmenlere karşılık maddi yardımda bulunmaya hazır olduklarını belirtmiştir.

Durumun göçmen boyutu açısından bakıldığında ise AB’ye yönelik en çok sığınma başvurusu yapan ikinci ülke Afganistan’dır. Çoğunlukla Almanya, Yunanistan, İsveç ve Macaristan’a yönelen bu göç dalgasının, Taliban’ın ülkede kontrolü ele almasından sonra artacağı beklenmektedir. Bu durum karşısında Almanya, kendi ordularıyla çalışan sınırlı sayıda Afgan’ın kabulünü belirtmiştir. Macaristan ise aynı söylemde bulunmakla birlikte, sorunları Afganistan’a yapılacak yardımlarla çözmeye çalışmak istediğini belirtmiştir.[4]

Bu kriz, AB üye ülkeleri için yeni bir kriz alanı olmuştur. Üye ülkeler arasında uygulanabilen ortak bir göç politikası oluşturamayan AB, sorunun çözümü için Türkiye ile görüşmelerin başlamasına dikkat çekmiştir. Örneğin Vişegrad ülkeleri olan Çek Cumhuriyeti, Polonya, Slovakya ve Macaristan, düzensiz göçmen istilasından korunmak amacıyla Türkiye ile görüşmelere başlanması ve bu göçmenlerin Türkiye’ye gönderilmesi karşılığında maddi yardımın sağlanması gerektiğini savunmaktadır.[5] Benzer şekilde Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, Afgan mültecilerin Almanya, Avusturya veya İsveç gibi AB Üye Devletleri yerine Türkiye'ye gitmelerinin daha iyi olacağını belirtmiştir.[6]

Dolayısıyla, Suriyeli mülteciler konusunda henüz istenilen düzeyde bir anlaşmaya varamayan AB ve Türkiye, Afgan göçüne de bir çözüm bulmak zorunda kalmıştır.[7] Avrupa Parlamentosu’ndaki Hristiyan Demokratlar, bölge ülkelerinin ve Türkiye’nin Afgan göçmenler konusunda sorumlulukları olduğunu belirtip, Suriyeli mülteci krizinde olduğu gibi mali destek sağlanabileceğini belirtmiştir.[8]

Suriyeli Mülteci Krizinde Yaşananlar ve 18 Mart Mutabakatı

            Suriye krizinin ardından yaşanan göç dalgasında AB’nin Türkiye ile başlattığı işbirliğinin önemli bir ayağını 18 Mart Mutabakatı oluşturmuştu. Mutabakat, düzensiz göçmenlerin geri iadesinin yapılıp yerine düzenli göçmenin alınmasını içeren “1’e 1” mekanizmasını içerirken, bunun karşılığında 3+3 milyar Euroluk maddi yardım ve vize serbestisinin sağlanmasını içermişti. Ancak gelinen noktada 72 koşul sunulan vize serbestisi gerçekleştirilememiş[9] ve mültecilerin Birlik ülkelerine geçişleri konusunda sınırların açılması ile Türkiye-AB ilişkileri gerginleşmiştir.

 

[1] Karaca, K. (2021). Avrupa Birliği'nde Afgan göçmen paniği. https://www.dw.com/tr/avrupa-birli%C4%9Finde-afgan-g%C3%B6%C3%A7men-pani%C4%9Fi/a-58908364 Erişim Tarihi: 10.09.2021.

[2] Dartan, Z. C. (2021). ABD'nin Çekilmesi Sonrası Afganistan’daki Gelişmeler. https://bulten.ikv.org.tr/?ust_id=11234&id=11238 Erişim Tarihi: 11.09.2021.

[3] Dartan, Z. C. (2021). ABD'nin Çekilmesi Sonrası Afganistan’daki Gelişmeler. https://bulten.ikv.org.tr/?ust_id=11234&id=11238 Erişim Tarihi: 11.09.2021.

[4] Dartan, Z. C. (2021). ABD'nin Çekilmesi Sonrası Afganistan’daki Gelişmeler. https://bulten.ikv.org.tr/?ust_id=11234&id=11238 Erişim Tarihi: 11.09.2021.

[5] Demirkan, T. (2021). Çekya Başbakanı Babis'ten AB'ye: Afganistan'dan göç konusunda derhal Türkiye ile görüşün. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-58412762 Erişim Tarihi: 08.09.2021.

[6] Dartan, Z. C. (2021). Syrian and Afghan Refugees Continue to be a Hot Topic Between Turkey and the EU. İKV Monthly.https://www.ikv.org.tr/images/files/IKV_Monthly_75_August2021.pdf Erişim Tarihi: 12.09.2021.

[7] Dartan, Z. C. (2021). Syrian and Afghan Refugees Continue to be a Hot Topic Between Turkey and the EU. İKV Monthly.https://www.ikv.org.tr/images/files/IKV_Monthly_75_August2021.pdf Erişim Tarihi: 12.09.2021.

[8] DW. (2021). AB, Afgan sığınmacılar konusunda Türkiye ile iş birliği istiyor. https://www.dw.com/tr/ab-afgan-s%C4%B1%C4%9F%C4%B1nmac%C4%B1lar-konusunda-t%C3%BCrkiye-ile-i%C5%9F-birli%C4%9Fi-istiyor/a-58949339 Erişim Tarihi: 10.09.2021.

[9] Tekin, B. Ç. (2017). Düzensiz Göçün Yönetimi Konusunda Varılan Türkiye – Ab Mutabakatının Avrupa Birliği’nin Uluslararası Kimliği Üzerindeki Etkileri. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 39(11): 659-678.

 

Avrupa Yeşil Mutabakatı

Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal) iklim ve çevre konularında karşılaşılan zorlukları fırsata dönüştürmeyi ve AB ekonomisini sürdürülebilir kılmayı amaçlayan bir yol haritasıdır. Söz konusu mutabakat 2019 yılında Avrupa Komisyonu tarafından kaleme alınmıştır. Bu yol haritasında temiz ve döngüsel bir ekonomiye geçmek, iklim değişikliğini durdurmak, biyolojik çeşitlilik kaybını geri döndürmek, kirliliği azaltarak kaynakların verimli kullanımını artırmaya yönelik eylemler yer almaktadır. Aynı zamanda mutabakatta bu eylemlerin nasıl sağlanacağına yönelik adil ve kapsayıcı çözümlere değinilmiştir. [1]

Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda yer alan hedefler kapsamında;

  • 2030 ve 2050 için AB’nin iklim hedeflerini arttırmak,
  • Temiz, ulaşılabilir ve güvenli enerji sağlamak,
  • Temiz ve döngüsel  bir ekonomi için endüstriyi harekete geçirmek (Tarladan sofraya: adil, sağlıklı ve çevre dostu bir gıda sistemi tasarlamak),
  • Toksik içermeyen bir çevre için sıfır kirlilik hedefi,
  • Sürdürülebilir ve akıllı hareketliliğe geçişin hızlandırılması,
  • Ekosistemi ve biyoçeşitliliği korumak öne çıkmaktadır.

AB, bu dönüşümün gerçekleştirilmesi için birtakım mekanizmalar geliştirmiştir. Bunlar;

  1. Sürdürebilirliği tüm AB politikalarında ana akımlaştırma,
  2. Yeşil finans ve yatırımı gözeterek adil bir geçişi garanti altına almak,
  3. Ulusal bütçeleri  yeşillendirmek ve doğru fiyat sinyalleri göndermek,
  4. Araştırmaları harekete geçirmek ve yeniliği teşvik etmek,
  5. Eğitim ve öğretimi etkinleştirmek,
  6. Yeşil yemin,
  7. Avrupa iklim paktı,
  8. Küresel bir lider olarak AB başlıklarını kapsamaktadır. [2]

Komisyon ayrıca iklim ve çevresel konularda belirlenen hedeflere ulaşmak için Biyoçeşitlilik Stratejisini, Yeni Sanayi Stratejisini ve Döngüsel Ekonomi Eylem Planını [3], sürdürülebilir gıda için Tarladan Çatala Stratejisini [4] ve kirlilikten arındırılmış Avrupa önerilerini sunmayı planlamıştır. Bu dönüşüm halk sağlığını ve refahını iyileştirmek için bir fırsat olarak görülmüştür. Bu stratejik planlarla emisyonların azaltılması, doğal çevrenin ve sağlığın iyileştirilmesi ve yeni ekonomik fırsatların oluşturulması amaçlanmıştır. Ayrıca, Komisyon bu süreçte hiçbir ülkenin geride kalmadığından emin olmak için adil bir geçiş planlamıştır. Komisyonun bir yol haritası benimsemesinde insan faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan küresel ısınma ve iklim değişikliğinin biyolojik çeşitlilik, çevre, ekonomi ve insan sağlığı üzerindeki etkisi rol oynamıştır.[5]

Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda öne çıkan diğer bir konu ekonomik dönüşümdür. Yeşil Mutabakat ile Avrupa Birliği 2050 yılına kadar karbon nötr olmayı, gezegen sıcaklığındaki artışı 1,5° C ile sınırlandırmayı amaçlamıştır. Bu bağlamda 17 Mayıs 2021 tarihinde “Sürdürülebilir Mavi Ekonomi Tebliği”ni yayınlamıştır. Bu tebliğ ile sera gazı emisyonlarının azaltılması, karbon salınımlarının 1990 yılındaki seviyeye indirilmesi ve iklim yasası çerçevesinde AB mevzuatına dâhil edilmesi vurgulanmıştır.[6]

 Referanslar

[1]European Commission(2019,December), European Green Deal, https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/ip_19_6691

[2]Yeşil Düşünce Derneği (2021), Avrupa Yeşil Mutabakatı, https://www.yesildusunce.org/avrupa-yesil-mutabakati-turkce-cevirisi-yayinlandi/,(1.09.2021).

[3]Circular Economy Action Plan için bakınız: https://ec.europa.eu/environment/circular-economy/pdf/new_circular_economy_action_plan.pdf

[4] A Farm to Fork Strategy için bakınız: https://eur-lex.europa.eu/resource.html?uri=cellar:ea0f9f73-9ab2-11ea-9d2d-01aa75ed71a1.0001.02/DOC_1&format=PDF

[5] Şahin, G. & Önder, H. (2021). “Atık yönetimi, sera gazı emisyonları ve Türkiye: Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde bir değerlendirme”, The Journal of Academic Social Science, (9):12, 195-216, http://dx.doi.org/10.29228/ASOS.47802.

[6] İktisadi Kalkınma Vakfı [İKV]. (2021), “AB GÜNDEMİ: Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın Mavi Tonu: Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş”, https://bulten.ikv.org.tr/?ust_id=11166&id=11170, (1.9.2021).

Mutabakatın Türkçe çeviri metni için bknz. “Avrupa Yeşil Mutabakatı”, https://www.yesildusunce.org/avrupa-yesil-mutabakati-turkce-cevirisi-yayinlandi/,(1.09.2021).